asım abi olsa o da aynısını yapardı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
asım abi olsa o da aynısını yapardı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türkler uzaya giderse ne olur? - 2 - Alo Hüstın! :)

-Houston Türkler uzaya giderse

-Efendim abi...

-Aya inmek üzereyiz...

-Hadi hayırlısı...

-Kraterli olandı di mi Ay?

--------------------------------------------

-Houston...

-Evet apollo, Ay yürüyüşünüz bitti mi?

-Bitti bitmesine de bu ayı Cemal tutturdu gelmişken Amerikan bayrağını sökelim, bizimkini koyalım diye, onu ararken kaybolduk, az daha oksijenimiz bitiyordu.

-Buldunuz mu bari?

-Bulduk ama sökemedik, nasıl dikmişlerse gavurlar...Cemal yarın ay aracıyla üzerinden geçmeyi deniyecek...

-Helal olsun aslanlar... Size güveniyoruz...

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston...

-Apollo?

-Ya bu Cemal Fener bayrağı getirmiş yanında, aya onu da dikmek istiyor, yere de topladığımız taşlardan "Efsane geri döndü" yazdı... Ben hayatta terk etmem burayı o bayrak buradayken... Bir cim bom bayrağı yollayın hemen...

-Merak etme Apollo, biliyordum ben o hoşafın böyle bişiy yapacağını... Acil oksijen depolarının olduğu yere bakarsan göreceksin ki oksijen tüpleri orada yok... niye? Çünkü kardeşin oraya anlı şanlı dev bir GS bayrağı koydu...

-Hehe.. Büyüksün Houston... Seni seviyorum...Yenilse de yense de...

--------------------------------------------------------------------------------

-Apollo

-Buyur Houstonciğim

-Venüsten taş örneklerini aldınız mı?

-Aldık aldık, bi sürü taşımız oldu, şimdi dönmek üzere yola çıktık, 24 saatte yörüngeye gireriz..

-Çok iyi bilim adına önemli şeyler yaptınız..

-Ya bişey sorcam Houston...

-Sor..

-Neden sadece taş toplattınız bize, o kadar böcek, çiçek vardı bi de o tek gözlü yaratıklardan da getirseydik?

-Hstr, neden söylemediniz?

-Neyi abi?

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston

-Nedir?

-Abi ben çok sıkıldım burda, şu dönüş tarihini öne alalım diyecektim

-Olur mu, daha Satürn e gidip örnek alacaksınız

-Abi ben hep örnek almışımdır Satürn'ü zaten, bi an önce dönelim diyorum

-Ya Apollo, bak sinirimi bozma, kitlerim kumanda aletlerinizi burdan, bi daha dönmek nasip olmaz

-Ama abi ya

-Sus

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston bişey sorcam, biz niye topladık bu taşdı kumdu falan, ne yapçazki bunları?

-Bilimsel araştırmalar için, evrenin sırlarını gizlerini öğrenmek için falan, biliyorsun bunlar bi çok konuda bizleri aydınlatabilir.. Yani çok önemli şeyler bunlar yani?

-Evet Apollo, hadi yörüngeye girmek üzeresiniz, hazırlanın artık bu arada sen niye soruyon bunları???

-Valla Houston, ben bu örnekleri topladıktan sonra Semih abiye vermiştim, gemiye koy diye, o da zannetmişki kapıya kadar götürecek, ben ordan alıp bagaja koycam, yani senin anlayacağın biz onları ayda unuttuk galiba...

- Neeee?

-Abi yörüngeye giriyoz, sonra konuşalım..

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston?

-Apollo..

-Houston bişiy diycem ama kapatmak yok..

-Go ahead apollo..

-Houston 10 aydır uzaydayım, burada bu kadar astronot, kozmonot arkadaşla irtibatım oldu, yeminle söylüyorum, sen hepsine beş basarsın. Seni neden yer ekibine vermişler anlamış değilim.

-Sorma hocam, bir takım politik olaylara kurban gittik, çok büyük yanlışlar yapıldı bize

-Sen diğerlerinden farklısın, halk adamısın sen. Seni seviyorum Houston...

-Ben de seni Apollo..

Zayıflamak için en uygun aktiviteler

Yağları eriten 11 aktivite
Hepimiz en kısa sürede yağlarımızdan kurtulmak isteriz. Hangi sporların ve eğlence faaliyetlerinin kalorilerimizden kurtulmamızı sağladığını bilmek şüphesiz bizim için faydalı olur.


Ancak, bu aktivitelere başlamadan önce doktorunuza danışın, spordan önce ısınmayı ve gevşemeyi unutmayın. İşte size yağlarınızdan kurtulmak için yapabileceğiniz 11 aktivite:

1. Koşu: 30 dakikalık bir koşu 450 kalori harcamanızı sağlıyor. Koşmak aynı zamanda kalp ve solunumla ilgili antrenman sunuyor. İyice ısının, uygun ayakkabılarınızı giyin ve sakatlanmamak uygun bir tempoda koşun.

2. Kaya tırmanışı: Kaya tırmanışında bir kayadan diğerine ulaşmak için fazla enerjinizi atıyorsunuz. Kalbiniz için bunu çok sık tekrarlamayın, kaya tırmanışı her yarım saat için yaklaşık 371 kalori yakıyor.

3. Yüzme: Yüzmek, mükemmel bir vücut antrenmanı sağlıyor ve uyguladığınız yüzme şekline bağlı olarak yarım saatte 360 kalori yakmanızı sağlıyor. En iyi yüzme antrenmanı mesafe idmanıdır.

4. Bisiklet sürmek: Bisiklet kullanmak mükemmel bir egzersizdir. Hızınıza bağlı olarak yarım saatte yaklaşık 300 ya da 400 kalori yakarsınız. Bisiklete binme ayrıca iyi bir kardiyo (kalple ilgili) idmanı sağlıyor.

5. Boks: Ringde ayakta kalmak için yeterince hareket ederseniz, her 30 dakikada 325 kalori kaybedersiniz. Kalp ve solunumla ilgili sağlığınız ve kas dayanıklılığınız yükselecektir.

6. Raket topu: Çalkalayarak yarım saatte yaklaşık 300 kalori yakabilirsiniz. Raket topu size fantastik bir kalp ve solunum idmanı sunuyor. Vücudunuzun alt bölümünü güçlendiriyor ve sağlamlığını artırıyor. Ayak bileğinizi burkmamak için öncelikle ısınmalısınız.

7. Basketbol: Basketbol oynarken durmaksızın hareket etmek yarım saatte 288 kalori civarında bir kayıp sağlıyor. Basketbol, esnekliği, dayanıklılığı ve kalp- solunum sağlığını geliştiriyor. Ani burkulmalara ve dönüşlere karşı ısınmalısınız.

8. Kürek sporu: Yarım saatte 280 kalori yakabileceğiniz kürek sporu, ekstra enerjinizi atmanın en etkili yollarından biri. Kürek çekmek aynı zamanda dayanıklılığı, gücünüzü artırıyor ve omuzlarınızdaki, uyluğunuzdaki ve pazılarınızdaki kasları güçlendiriyor.

9. Tenis: Eğlenceli bir oyun olan tenis için hız, güç, çeviklik ve reaksiyon süresi gerektiriyor. Tenis oynayarak, kalp ve solunum ile ilgili sağlığınızı desteklerken yarım saatlik bir sürede yaklaşık 250-300 kalori yakabilirsiniz. Ayak bileğinizi sakatlamamak için uygun spor ayakkabı seçmelisiniz.

10. Kros kayağı: Kar yağarken dışarıda olmak zaten metabolizmanızı hızlandırır. Karla ne kadar yakın olursanız yarım saatte yaklaşık 270 kalori yakarsınız. Değişik zeminler ise iyi bir mesafe idmanı sağlayacak.

11. Buz pateni: Buz pateni yapmak, eklemlerinizi zorlamadan koşmanın tüm faydalarını sunar. Buz üzerinde yarım saat paten yaparak, 252 kalori tüketebilirsiniz. Paten, uyluğunuz, kalçanız, diz arkasındaki kirişiniz için mükemmel bir egzersiz sunuyor.

Yaşasın fe klavyemiz!

İhsan Sıtkı Yener ismini, itiraf edeyim ki daha önce duymamıştım; sizlere de bu ismin bir şeyler tedai ettirdiğini zannetmiyorum.İhsan Sıtkı Yener, Türklerin okur-yazarlık davasına en büyük ve ilmî hizmetlerden birini sunmuş olan adamdır; onun dikkat, gayret ve himmetleriyle tertiplediği F harfi ile başlayan Türkçe klavye düzeni, senelerden beri daktilo ve sonraları bilgisayar ile metin işleyen herkesin istifade ettiği bir hizmet, daha doğrusu bir buluştur.

İhsan Sıtkı Yener, 1925 Afyon doğumlu; İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni 1946 yılında bitirmiş; aynı yıl 1946'da Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Stenografi, Daktilografi ve Meslek Dersleri öğretmenliğine tayin edildikten sonra 1957'de ABD'ye gönderilerek New York Üniversitesi'nde, "Business Administration" bölümünde Ölçme ve Değerlendirme'de master; 1958'de aynı üniversitenin "Business Education" bölümünde Eğitim Metotları, Araştırma-Geliştirme'de doktora yapmış. Bu esnada Türkiye'de resmî makamlara yazılar yazarak Türk dilinin özelliklerine uygun, standart bir yazı klavyesi geliştirilmesi konusunda teşebbüslerde bulunmuş.

İnanılır gibi değil ama ilgililer, "Tamam, klavyeyi düzenle, görelim." demişler.

Yener'in başkanlığında, ama içinde yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon kurulmuş; bu komisyon, TDK sözlüğünden seçtiği 30 bin kelimenin içinde hangi harften kaçar tane bulunduğunu sayıp istatistik haline getirmiş. Daha sonra parmakların fizikî gücü ve hareket kabiliyetleri göz önüne alınarak sol ele % 49, sağ ele % 51 oranında harf tahsis edilerek klavye üzerine Türkçenin harfleri yerleştirilmiş; bu düzenleme ile Türkçenin fonetik (harflerin ses değerleri) özelliğine uygunluk bakımından sesli harflerin yazılması sol ele bırakılmış.

Böylece "Fe klavye" (dikkat Ef değil!) 20 Ekim 1955 tarihinde standart Türk klavyesi olarak onaylanmış. 1963 yılında yurtdışından yapılacak ithalatta F klavyeye uygunluk şartı konulmuş. 1974 yılı F klavye iktidarının zirveye çıktığı zamanı temsil ediyor; 74'te TSE, F klavyeyi "mecburî standart" ilan etmiş.

Buraya kadar anlatılanlar, "Türkiye'de olmaz böyle aklı başında şeyler; biz buna mutlaka bir kulp takıp işe yaramaz hale getiririz." mantığına aykırı ve bu yüzden mucizevî görünüyor; nitekim tamamen "yerli ve millî Türk klavyesi"nin iktidar tahtı, kanunla nizamla değil, sadece hudutlarımızdan içeriye binlerce lira ödeyerek satın aldığımız modern teknoloji eseri bilgisayarlarla sarsıldı ve yıkılmaya yüz tuttu.

*

Yukarıdaki bilgileri Zaman gazetesinden derledim; ne yazık ki bu değerli haberi yapan arkadaşımızın ismine erişemedim; son zamanlarda okuduğum en etraflı haber incelemesini yapan bu gazeteci kardeşimi can ü yürekten tebrik ediyorum.

Bu satırların yazarı, kurşunkaleme medhiyeler düzmesine, dolmakalem güzelliğine mersiyeler kaleme almasına rağmen yazmaya başladığı ilk günlerden beri F klavye kullanmaktadır; önceleri daktilo, daha sonra bilgisayarla.

Şöyle böyle 40 seneden beri F klavye hep hayatımın içinde yer aldı. İhsan Sıtkı Yener'in 1955 yılında düzenleyip standart hale getirdiği bu düzenek, yıllardan beri işimi kolaylaştırdı; düşüncelerimin tertiplenmesinde ve kâğıda aktarılmasında fakat bence çok değerli bir hizmet ifa etti. Kendisine şahsen teşekkürlerimi sunmayı vazife sayıyorum.

Okuduğunuz bu yazı, F klavye ile dizilmiştir. Bilgisayar kullanmaya geçtiğim yıl, o günler itibariyle haylice yüklü bir fark ödeyerek Apple firmasının Türk kullanıcıları için ürettiği makinelerden birini satın almıştım; sonraki yıllarda F klavye kullanmaktan vazgeçmedim, her defasında, "Türkler için düzenlenmiş bir klavye" kullanmakta ısrar ettiğim için diğer tüketicilere nazaran daha okkalı bilgisayar faturaları ödedim. Asla pişman değilim, çünkü F klavyenin diğer Batı standardı klavyelere göre düşüncenin yazıya aktarılmasında Türk kullanıcısına ne kadar büyük konfor sağladığını bizzat tecrübe etmiştim; bu konfordan hiç vazgeçmedim ve öyle bir niyetim de yok.

Ne var ki genç kullanıcı kitlesi galiba benim ve mensup olduğum nesil gibi düşünmüyor; onlar Q ile başlayan ve (QVERTY) diye devam eden Amerikan-İngiliz standartlarındaki klavyeyi kullanıyorlar.

- Niçin Türkler için hazırlanmış F klavyeyi kullanmıyorsunuz; ayıp değil mi, diye sorulduğunda mâzeretleri hazır,

- Ama bilgisayarlar hep Q klavye ile üretiliyor; üstelik Q'ya alışınca dünyanın her yerinde kullanılabilecek bir klavye öğrenmiş oluyoruz, diyorlar.

Haklılar mı; bence değiller, fakat onlardan daha çok eleştirilmesi gereken merci, 1974 yılında konulan klavye standardını bilgisayarlar için gözetmeyen Ticaret Bakanlığı yetkilileri olsa gerektir. Onlar Türkçe klavye konusunda şuurla yerli standardımızı savunmuş olsalardı, Türkiye bir Q klavye cenneti haline gelmezdi.

Bu aber incelemesinin web adresini, bu yazının en altında diğer kaynaklarıyla birlikte bulacaksınız. Q klavyenin dünya standardı olduğunu zannedenlere ise en güzel cevabı HP firmasının genel müdürü Şahin Tulga vermiş, zevkle iktibas ediyorum: Tulga, düşünme eyleminin daima anadilde yapıldığını, bunun yaratıcılık ve özgüveni tetikleyeceğini, Türkçe için özel olarak geliştirilmiş F klavyenin de bu ana çıkış noktası nedeniyle özellikle kullanılması gerektiğini söylüyor.

Öyleyse kıssadan hisse: Q klavyeye alışkın olanlar bu kabiliyetlerini ceplerinde taşısınlar ama yerli klavyemize dönsünler; F ile düşünce akışının daha akıcı ve konforlu tarzda yazıya dönüştüğünü göreceklerdir.