kutsal bilgi kaynağımızdan aldığımız bilgiye göre sümbülzade vehbi 19. yüzyılda yaşamış, rücu şiiri şairiymiş. ve meşhur da bir hikaye var. bir gün padişah çağırıyor sümbülzade'yi ve diyor ki:
""bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin"
ve sümbülzade başlıyor beyitleri düzmeye:
azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.
lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer o rahsan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman.
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.
eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene,
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her zaman gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
asım abi 10 numarasın... bu şiir awesome :D
YanıtlaSilgözümsün :D
YanıtlaSil