" Top çarpar, gözlük gözüme kaçar..."


Sahalarımızda bazı taraftarlarca "Hakeme gözlük, eline sözlük" şeklinde bir tezahurat seslendiriliyor bazen. 3 bilemedin 4 büyükler taraftarlarından bunu duymamız tabii imkansız; adama gülerler. Ama anadolu takımlarının taraftarlarından bazıları hala seslendirebiliyor bunu. Fakat gözlüklü hiç futbol hakemi yok, bilmem siz de dikkat ettiniz mi? Hiçbir hakem gözlük takmayı düşünmemiş. Ve bunun nedeni hakemin "top çarpar, gözlük gözüme kaçar" tedirginliğinden başka bir şey elbette; gözlüklü bir hakemin izleyiciler ve oyuncular üzerinde yaratacağı "göremiyor lan bu" izlenimi. Adama kör muamelesi yaparlar hatta. Hakemsen gözün 10 numara bile olsa gözlük takmayacaksın; takarsan iyi görürsün, iyi süzersin belki ama sana iyi gözle bakmazlar.

Diyelim doktora gittin, adam seni muayene etti. Sonra açtı bir tıp kitabı, bir şeyler okuyor. Huzursuz oluyorsun tabii, pardon ne okuyorsunuz, diye soruyorsun. Hastalığınız konusunda ufak bir şüpheye düştüm de, emin olmak için kitaba bakıyorum, diyor adam mesela. Bir daha o doktora gitmezsin, adam öğrenememiş dersin. Ama bakmadan sallamasyon bir ilaç yazsa pek huzursuz olmayacaksın. Böyle yapan doktorlar da varmış. Hastayı muayene ettikten sonra zararsız (ve tabii yararsız) bir ilaç yazıp yolluyormuş evine; düzelme olmazsa bir hafta sonra gel diyerekten. Bu arada hastalığı kitaplardan, google'dan girip iyice inceliyor tabii. Bir hafta sonra hasta geri geldiğinde bu sefer gerçekten tedavi edecek ilacı yazıyor. Böylelijle ne hasta işkilleniyor, ne doktor yanlış bir adım atıyor. Çözümün tek kötü yanı bir hafta içerisinde hastaya bir şey olması ihtimali.

Ama gözlük doktora yakışıyor bak mesela. Zamanında çok okumuş, çok şey biliyor izlenimi veriyor. Tabii göz doktoru değilse.


(Alıntıdır...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder