Michael Jackson müslüman mıydı, neydi, edi büdü saçmalığı?

Bu parça Zain Bhikha adında Malezyalı ya da Endonezyalı birine aittir, Michael Jackson ile hiçbir alakası yoktur, varsa da size ne bize ne, her gün onlarca insan açlıktan ölüyor öldürüyor. Düşün ve servis ediyen her şeye inanma! Zeitgeist'i izle akıllı ol, uyanık ol.



Bu nasıl bir saçmalıktır, Yusuf İslamın bir albümünde yer almış bir parçadan hareketle maykıl ceksın'ı müslüman diye kabul eden kitlelere çok hayret ediyorum. size ne adam her neye inanıyorsa, siz kendinize bakın. nedense kendisi turne hazırlıklarını duyurunca da aynı dedikodu yayılmıştı. Azıcık dünyada marketing işlerinin nasıl döndüğünü bilen bunu düşünen biri neye itibar edip neye etmeyeceğini bilir. Öyle her hede hödöye kulak asmaz. Evet çok kızgınım bu saçmalıklara!

ELEKTRO GİTAR + AMFİ


MANİSA'DAN,

SATILIK ELEKTRO GİTAR + AMFİ

GİTAR : BEHRİNGER

AMFİ : AMPTEQ - LG 10

İHTİYAÇTAN DOLAYI SATIYORUM...İKİSİ İÇİN 300 YTL, ALDIĞIM FİYAT AYNEN BUYDU...FAZLA KULLANMADIM O YÜZDEN YIPRANMIŞLIĞI AZDIR GİTARIN , HATTA EV'DEN DIŞARI ÇIKIP GÜN YÜZÜ GÖRMÜŞLÜĞÜ BİLE OLMADI GİTARIN O DERECE :)))

FİYATTA PAZARLIK YAPILABİLİR.

YALNIZ MANİSA'DA YAŞIYORUM...KARGO MASRAFLARINA KARIŞAMAM...İLGİLENENLERE DUYURULUR

Grace Slick - Dreams (10 numara ses, 10 numara şarkı)

Moon Walk




Gölge gölge üstüne binmiş
Köşede kabuğuna çekilmiş , sırtı eskimiş kaplumbağa ben
Betondan adamlar yolda yürürken çarpıştığımız,
Suratlarında o erkek ifade, o her biri delikanlı adamlar...
O sert adamlar....

Topukları var,kadınlarınsa...
Kendilerini gökdelenlere çıkartan topukları...
Bozulmasın diye makyajları ağlamıyorlar bile onlar...
Ancak sevinçten ağlarlarsa o zaman akıyor rimelleri...

Beni annem dışında seven ilk kadın kimdi
Duraksıyor, hatırlamıyorum...
Benim sevdiğim ilk kadın kimdi
Sevdiğim ilk canlı ya da...
Bir kedi bulup okşuyorum kafasını, sıcak kanlı desinler diye...
Yapmacık tavırlar takınıyorum, merhametli sansınlar diye
Arada laf olsun diye konuşuyorum, neşe dolu sansınlar diye
Tedbil-i kıyafet dolaşıyorum halk arasında,
Bir tek çocuklar fark ediyor beni...

Gündüz kargalar uçuşuyor tepemde, ruhumu alıp götürmek niyetindeler bu dünyadan...
Gece , gece kuşları aman vermiyor, etrafımda pervane oluyor her biri...

Neler oluyor şu dünyada
Buzullar eriyor, kutup ayıları öksüz
Michael jackson’lar ölüyor, break dansçılar kimsesiz..
Moon walk yapıyorum , ay’ın kirli yüzünde...

Ermeniler 2 milyon Osmanlıyı öldürdü


ABD eski Başkanı Reagan'ın danışmanı Fein: "Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlıyı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor" dedi.
ABD Başkanı Ronald Reagan'ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarını değerlendirdi. Ermenilerin bu iddialarının son derece asılsız olduğunu belirten Fein, Reagan'ın başkan olduğu 1981′de bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini söyledi. İşte sözde Ermeni soykırımı konusunda Fein’in açıklamaları: "Osmanlı İmparatorluğu'nun azınlıklara karşı 'müthiş' sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdü. Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı da kendisini savundu. Özellikle ABD'de yaşayan Ermeniler, soykırım yalanı ile büyük getirim sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar döndüğü için Ermenileri karşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen getirimi kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya çıkacak."

Kızlardan İntikam Alma Zamanı :D

Galatasaray'ın UEFA'daki rakibi

Galatasaray'ın rakibi belli oldu
UEFA Avrupa Ligi'ne katılmak için 2. ön eleme turundan maçlarına başlayacak olan Galatasaray'ın rakibi Kazakistan'ın Tobol takımı oldu.


Temsilcimiz Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi 2. turunda Kazakistan'ın Tobol takımı ile eşleşti. Sarı - kırmızılı ekip, seri başı olarak katıldığı kurada ilk maçı deplasmanda oynayacak.

UEFA Avrupa Ligi'nde temsilcimiz Galatasaray'ın da mücadele edeceği ikinci ön eleme turu maçları 16 - 23 Temmuz tarihlerinde oynanacak.

Yeni Açık Öğretim Bölümleri geliyor, kayıt silme kalkıyor.

ÖSS'yi kazanamayanlara iki müjde



Sınav kabusundan geçemeyen ve bu yüzden üniversiteli olamayan gençler artık üzülmesin.


Açıköğretim'de Uluslararası İlişkiler, Felsefe, Sosyoloji gibi 22 yeni bölüm daha açılıyor. Fakültede kayıt silme ise tarih oluyor...

Üniversitelerin örgün bölümlerine yerleşemeyenlerin tercih ettiği Açıköğretim bölümleriyle ilgili Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Fevzi Sürmeli'den iki önemli müjde geldi. Sürmeli, yüz binlerce öğrenciyi yakından ilgilendiren yeniliklerle ilgili açıklamalarını Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Açıköğretim Fakültesi Mezunları toplantısında yaptı.

ÖNEMLİ BÖLÜMLER AÇILIYOR

Rektör, 7 lisans ve 33 ön lisans programıyla eğitim veren Açıköğretim Fakültesi'nin 2009-2010 öğretim yılında 5'i lisans 17'si ön lisans olmak üzere toplam 22 yeni bölümün açılacağı müjdesini verdi. Lisans bölümlerine ek olarak Uluslararası İlişkiler, Felsefe, Sosyoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Konaklama ve İşletme Yönetimi bölümlerinin de ekleneceğini belirten Sürmeli, ön lisans programlarına da şu bölümlerin ekleneceğini açıkladı:

Menkul Kıymetler, İşletme Yönetimi, Spor Yönetimi, Adalet, Fotoğrafçılık ve Kameramanlık, Elektrik Enerji Üretim, Turizm ve Seyahat Hizmetleri, Lojistik, Medya ve İletişim, Radyo ve TV Programcılığı.

ARTIK KAYIT SİLME YOK

Rektör Sürmeli, bundan böyle öğrencinin kendi isteği dışında kayıt silmenin söz konusu olmayacağı müjdesini de verirken; "2 yıl üst üste kayıt yenilemeyen öğrencilerin kayıtları artık silinmeyecek. İsterseniz 6 yıl sonra kaydınızı yenileyebilirsiniz" dedi.

İŞLETMECİLER DAHA BAŞARILI

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli öğrenim sürelerine bakıldığında İktisat Fakültesi'nden mezun olanların %32'sinin 4 yılda, %25'inin 5 yılda okullarını tamamlarken, İşletme Fakültesinden mezun olanların %37'sinin 4 yılda, %26'sının 5 yılda mezun olduğunu bu verilere bakıldığında İşletme öğrencilerinin İktisat öğrencilerinden daha başarılı olduklarını dile getirdi.

AVRUPA DİL ÖDÜLÜ

Açıköğretim Fakültesi'nin internet üzerinden verdiği Türkçe eğitim hizmetinin de Avrupa Dil Ödülü'ne layık görüldüğünü aktaran Sürmeli, "Belki Avrupa Birliği'ne henüz giremedik ama Avrupa Birliği'ne girmek kadar eğitim- öğretimin ne kadar önemli olduğunu göstermiş olduk. Üniversitemiz şimdiden Avrupalı oldu" şeklinde konuştu.

Hangi aktivite kaç kalori yakar? Kalori hesabı

Sağlıklı bir yaşam için alınan kalori ile yakılan kalori arasında kurulacak denge büyük önem taşır.Hangi aktivitenin ne kadar kalori yaktırdığının bilmemiz bu dengeyi kurmada bize yardımcı olacaktır.

Aşağıdaki tablo ortalama 65 kg ağırlığındaki bir kişinin aktivitelere göre dakikada yakacağı kalori miktarlarını göstermektedir.

Atletizm Aktiviteleri
Aerobic:Düşük Tempoda 6 Aerobic:Yüksek Tempoda 8
Aerobic, Step: Düşük Tempoda 8 Aerobic, Step: Yüksek Tempoda 11
Aerobic: Suda 5 Ilımlı pedal çevirme 8
Kuvvetli pedal çevirme 12 Yüksek tempolu Jimnastik 9
Ilımlı jimnastik 5 Dairesel genel antrenman 9
Eliptik genel antrenman 10 Binicilik 6
Kürek(Antrenman aletinde)ılımlı 8 Kürek(Antrenman aletinde)kuvvetli 10
Kayak aleti 11 Adımlama makinesi 7
Hatha Yoga 5 Aerobic öğretmenliği 7
Antrenman ve Spor Aktiviteleri
Okçuluk(avlanma dışında) 4 Badminton 5
Basketbol oynamak 9 Basketbol(tekerlekli sandalye ile) 7
Bilardo 3 Bisiklet: BMX veya dağ bisikleti 10
Bisiklet: 19-22 km/saat 9 Bisiklet: 22-26 km/saat 11
Bisiklet: 26-30 km/saat 14 Bisiklet:: 30 km/saatin üstü 19
Bowling 3 Box maçı 10
Eskrim 7 Dans:Seri,bale,twist 7
Dans: disco 6 Dans: slow, wals 3
Fencing 7 Frisbee 3
Golf: El arabası kullanarak 6 Golf: Motorlu araba kullanarak 4
Jimnastik(genel) 5 Hentbol 14
Hockey: Çim&buz 9 At biniciliği 5
Buz pateni 8 judo, karate, kickbox 11
Yürüme yarışı 7 Rollerblade Paten 8
Dağcılık-iniş 8 Dağcılık-çıkış 13
Jumping 11 Koşu: 8 km/saat 9
Koşu: 8,5 km/saat 10 Koşu:9,5 km/saat 11
Koşu: 10,5 km/saat 13 Koşu:12 km/saat 14
Koşu: 14 km/saat 17 Koşu: 16 km/saat 19
Koşu: Maraton 9 Koşu: kross 10
Dalıcılık 8 Skateboard 6
Kayak:Kross 9 Kayak:İniş 7
Futbol 8 Yüzme:Genel 7
Yüzme kuvvetli 11 Yüzme sırtüstü 9
Swimming: Kurbağalama 11 Yüzme:Kelebek 13
Yüzme: crawl 13 Yüzme:Ayaklar yere dik kuvvetli 11
Tai Chi 5 Tenis 8
Voleybol:Yarışma amaçlı olmayan 3 voleybol yarışma amaçlı 5
Plaj Voleybolu 9 Yürüyüş: 5,5 km/saat 5
Yürüyüş: 6,5 km/saat 5 Yürüyüş: 7,5 km/saat 6
Su voleybolu 3 Su kayağı 7
Bahçe Aktiviteleri
Odun taşıyıp yığmak 6 Odun kırmak 7
Kazmak,bellemek 6 Bahçe ile uğraşmak 5
Yabani otları yolmak 5 Çim biçmek 6
Ağaç dikmek 5 Çimenleri tırmıklamak 5
Günlük Yaşam ve Ev aktiviteleri
Çocuk Bakımı:Banyo,besleme vs 4 Çocuk oyunlarına katılmak 6
Yemek yapmak 3 Alışveriş 4
Temizlik:Araba yıkama,cam silme vs 5 Mobilyaların yerini değiştirmek 7
Eşya taşımak 8 Paket açmak 4
Oturarak okumak 1 Ayakta durmak 1
Uyumak 1 Televizyon seyretmek 1
Tamirat
Oto tamiri 3 Doğramacılık 7
İş İle İlgili Aktiviteler
Barmen 3 Marangoz 4
Spor antrenorü 5 Kömür madeni işçisi 7
Bilgisayar işi 2 İnşaat işçisi 6
Masabaşı işi 2 Yangın söndürme 14
Ormancı 9 Tiyatrocu 3
Hafif Büro işi 2 Duvarcı 8
Masör 5 Polis memuru(büroda ) 3
Sınıfta oturmak 2 Yemekte oturmak 2
Kamyon sürücüsü 2 Ahçı 3

Pamuk


"Nobel" ödüllü yazar Orhan Pamuk'un , kendisine nobel'i kazandıran ve pek çok dile çevrilip en iyi şekilde reklamı yapılan iki ünlü eserinin , başka eserlerden "intihal" yani çalıntı olduğu iddia edildi...Bu iddia ilk kez 2002 yılında Murat Bardakçı tarafından ortaya atılmıştı...O günden bugüne söz konusu iddialara "ödüllü" yazar bir cevap vermedi ve sessiz kaldı...Herhalde "pamuk oğlan" siyasetle ve türk tarihine laf atmakla aşırı derecede meşgul olacak ki bu iddiaları yanıtlamaya vakit bulamadı...İddialar ise o yıldan , günümüze kadar hala konuşuluyor ve insanlar arasında yayılıyor...
İddia edilen eserlerden en ünlüsü yani "benim adım kırmızı" adlı romanın Amerikan edebiyatı'nın usta romancılarından Norman Mailer'ın "Ancient Evenings" adlı eserinden intihal olduğu öne sürülüyor...Keza, "Beyaz Kale" adlı romanın da başka bir eski eserden....
İşte o unutturulan ve gündemden düşürülen 2002 tarihli Bardakçı yazısı ; bunu yazdık diye kalkıp Pamuk'un bloğumuza açıklama yapmasını beklemiyoruz elbette :))) ama yine de bir kez daha gündeme getirmeye çalıştık.
Orhan Pamuk'un sadece beni değil, benim gibi onbinlerce kişiyi tarihe aşık eden Reşad Ekrem Koçu'yu, yani İstanbul'un yetiştirdiği büyük bir ismi karalamasını hazmedemediğim için yazıyorum: Birileri, artık hayatta olmayan önemli isimleri töhmet altında bırakmadan önce kendi yazdıklarının ve geçmişteki intihallerinin değerlendirmesini yapmak zorundadırlar!
Orhan Pamuk, gündemde kalmayı gene başardı: Bu defa Reşad Ekrem Koçu'yu vasıta yaptı, ''National Geographic-Türkiye'' dergisinde çıkan ''Şehrin Ruhu'', başlıklı yazısında Koçu'nun sefahate düşkün bir eşcinsel olduğunu, yayınladığı İstanbul Ansiklopedisi'nin bu yüzden yarım kaldığını ve İstanbul'a ait bilgileri daha da karıştırdığını söyledi.
İstanbul gibi rengárenk bir şehir, bence Pamuk'un yazısından daha ruhsuz bir üslupla ve daha soğuk bir şekilde anlatılamazdı. Ama sayfaların arasına neyse ki Ara Güler'in fotoğrafları serpiştirilmişti de, sözü edilen şehrin İstanbul olduğunu anlayabiliyordunuz. Bu işin bir tarafı. Diğer yanda ise, Pamuk'un Reşad Ekrem hakkında kullandığı sözler var: Reşad Ekrem'in eşcinselliği, ''içki masası dostlukları'' ve yine Pamuk'un tabiriyle ''çıplak ayaklı güzel oğlanlara'' olan tutkuları... Saklamaya gerek yok: Reşad Ekrem eşcinseldi; eskilerin ''cemál áşığı'' dedikleri ve yakışıklı delikanlıları ''seyretmekten'' haz duyan gruba mensuptu. Bunu, Reşad Ekrem'i tanımış olan herkes bilir.
Benim anlamadığım, Reşad Ekrem'in bu tercihiyle yazdıkları arasında bağlantı kurulması... Ve, en önemlisi: Reşad Ekrem, hiçbir zaman intihalci olmadı. Başkalarının konularını yahut kahramanlarını, meselá Fuad Carım'ın ''Kanuni Devrinde İstanbul''unun bir bölümünü alıp kendi imzasıyla ve ''Beyaz Kale'' adıyla yayınlamadı. Bu ''intihal'' meselesinin ayrıntılarını yandaki kutularda veriyorum ama zamane yazarlarına da bir hususu hatırlatmadan edemeyeceğim: Buyurun, 'Benim Adım Kırmızı'yı tartışalım. Elimde, Amerika'nın önde gelen yazarlarından biri olan Norman Mailer'in bir romanı var: ''Ancient Evenings''. Eski Mısır'da başlayan bir öykü; cinayetlerle, didişmelerle, bir başka dünya tartışmalarıyla dolu gerilimli bir kitap. Yorum yapmayacak ama kitapların yalnızca arka kapaklarını okumakla yetinen ve sadece kendi çevrelerinden olan yazarları göklere çıkartan edebiyat eleştirmenlerimizden ufak bir ricada bulunacağım: Hiç olmazsa şimdi, oturup bir kitabın tamamını okuma zahmetine katlanın; ''Ancient Evenings''i bulup gözden geçirin, İngilizceniz yoksa birilerine en azından girişini tercüme ettirin ve Norman Mailer'in ''Ancient Evenings''i ile Orhan Pamuk'un ''Benim Adım Kırmızı''sı arasında bir benzerlik olup olmadığı konusunda bendenizi aydınlatıverin...
İşte, intihalin suçüstü belgesi...Aşağıdaki iki sütunda karşılıklı olarak yeralan cümleleri okuyup aralarındaki benzerliklerin, daha doğrusu "aynıyetin" nasıl yorumlanması gerektiğine siz karar verin. Ben bu işe ''intihal'' diyorum, bakalım siz ne diyeceksiniz... Bu intihal konusunu yazmamın sebebi, Orhan Pamuk'a karşı ''Reşad Ekrem'in hatırasına saygısızlık ettin ama sen de başkasının eserini intihal etmiştin'' gibisinden ucuz ve basit bir karalamaya girişmek değil. Sadece, birilerinin, şimdi hayatta olmayan önemli isimleri töhmet altında bırakmadan önce kendi yazdıklarının bir değerlendirmesini yapmalarını istiyorum, o kadar... Sözü hiç uzatmadan, açıkça söyleyeyim: Orhan Pamuk, intihalcidir!
Fuad Carım'ın ''Kanuni Devrinde İstanbul'' isimli eserinin birçok bölümünü intihal etmiş ve ''Beyaz Kale'' adındaki romanın temelini Carım'ın bu kitabı üzerine kurmuştur. Hem de bazı cümleleri neredeyse aynen alarak... Bu intihal konusunu bundan birkaç sene önce de gündeme getirmiş ama ''Modern edebiyatta böyle şeyler olur'' gibisinden abuk subuk bir cevap almıştım. Üstelik, Beyaz Kale'nin sonundaki ''kaynaklar'' listesinde Carım'ın eseri yoktu ve Fuad Carım'ın adı ''kaynaklar''a ancak benim yazımdan sonra, kitabın sonraki baskılarında görünmüştü. İşte, Pedro de Urdemalas'ın Beyaz Kale'ye küçük farklarla giren bazı cümleleri...
Pedro'nun sözlerini Fuad Carım çevirisinin Güncel Yayıncılık'tan ''Pedro'nun Zorunlu İstanbul Seyahati'' adıyla çıkan ikinci, Orhan Pamuk'un cümlelerini de ''Beyaz Kale''nin 11. baskısından naklediyor ve sayfalarını da gösteriyorum...
Orijinali:''Cenova'dan Napoli'ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponz Adaları'nda bekleyen Türk donanmasının hücümuna uğradık'' (Carım, 11)
İntihali:''Venedik'ten Napoli'ye gidiyorduk, Türk gemileri yolumuzu kesti'' (Pamuk, 11)
Orijinali: ''Gene esir düşebiliriz korkusuyla, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. ...Esir düşerlerse şikáyet göreni feci şekilde cezalandırırlar, hatta yokederler'' (Carım, 12)
İntihali:''Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız, kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu'' (Pamuk,11)
Orijinali:''Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar, sırtımdakiler, onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi'' (Carım, 13)
İntihali: -''Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. ...Dışarıda herkesi toplamışlar, çırılçıplak soyuyorlardı. ... Önce bana ilişmediler'' (Pamuk, 14)
Orijinali: ''...Láfa, sözü geçen kaptanlardan Durmuş Reis karıştı. Cenevizli dönme Durmuş Reis, 'İdrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır' dedi. Kürekten, işte bu suretle kurtuldum'' (Carım, 13)
İntihali: ''Reis sordu: İdrardan ve nabızdan anlıyor muydum hiç? Anladığımı söyleyince hem küreğe verilmekten kurtuldum, hem de bir iki kitabımı kurtarmış oldum'' (Pamuk, 14)
Orijinali: ''En üste, Muhammed'in sancaklarını astılar; bunların altına bizden aldıkları bayrakları, haçları ve Meryem Anamız'ın tasvirlerini astılar. Külhanbeyler, başaşağı asılan bu haçlarla tasvirleri, bir ok yağmuruna tuttular'' (Carım, 18)
İntihali: ''Bütün direklerin tepesine sancaklar çektiler, altlarına da bizim bayrakları. Meryem Ana tasvirlerini, haçlarını tersinden asıp külhanbeylerine aşağıdan oklattılar'' (Pamuk, 15)
Orijinali:''İşi çaktım ve bir kaşık isteyerek gözü önünde üç kere doldurup içtikten sonra ...beş hap gerekirken altı tane yaptım. Altısını da kendisine verdikten sonra, bir tanesini isteyip yuttum'' (Carım, 22)
İntihali: ''Paşa zehirlenmekten korktuğu için göstererek şuruptan bir yudum içip haplardan bir tane yuttum'' (Pamuk, 17)

Türkler uzaya giderse ne olur? - 2 - Alo Hüstın! :)

-Houston Türkler uzaya giderse

-Efendim abi...

-Aya inmek üzereyiz...

-Hadi hayırlısı...

-Kraterli olandı di mi Ay?

--------------------------------------------

-Houston...

-Evet apollo, Ay yürüyüşünüz bitti mi?

-Bitti bitmesine de bu ayı Cemal tutturdu gelmişken Amerikan bayrağını sökelim, bizimkini koyalım diye, onu ararken kaybolduk, az daha oksijenimiz bitiyordu.

-Buldunuz mu bari?

-Bulduk ama sökemedik, nasıl dikmişlerse gavurlar...Cemal yarın ay aracıyla üzerinden geçmeyi deniyecek...

-Helal olsun aslanlar... Size güveniyoruz...

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston...

-Apollo?

-Ya bu Cemal Fener bayrağı getirmiş yanında, aya onu da dikmek istiyor, yere de topladığımız taşlardan "Efsane geri döndü" yazdı... Ben hayatta terk etmem burayı o bayrak buradayken... Bir cim bom bayrağı yollayın hemen...

-Merak etme Apollo, biliyordum ben o hoşafın böyle bişiy yapacağını... Acil oksijen depolarının olduğu yere bakarsan göreceksin ki oksijen tüpleri orada yok... niye? Çünkü kardeşin oraya anlı şanlı dev bir GS bayrağı koydu...

-Hehe.. Büyüksün Houston... Seni seviyorum...Yenilse de yense de...

--------------------------------------------------------------------------------

-Apollo

-Buyur Houstonciğim

-Venüsten taş örneklerini aldınız mı?

-Aldık aldık, bi sürü taşımız oldu, şimdi dönmek üzere yola çıktık, 24 saatte yörüngeye gireriz..

-Çok iyi bilim adına önemli şeyler yaptınız..

-Ya bişey sorcam Houston...

-Sor..

-Neden sadece taş toplattınız bize, o kadar böcek, çiçek vardı bi de o tek gözlü yaratıklardan da getirseydik?

-Hstr, neden söylemediniz?

-Neyi abi?

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston

-Nedir?

-Abi ben çok sıkıldım burda, şu dönüş tarihini öne alalım diyecektim

-Olur mu, daha Satürn e gidip örnek alacaksınız

-Abi ben hep örnek almışımdır Satürn'ü zaten, bi an önce dönelim diyorum

-Ya Apollo, bak sinirimi bozma, kitlerim kumanda aletlerinizi burdan, bi daha dönmek nasip olmaz

-Ama abi ya

-Sus

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston bişey sorcam, biz niye topladık bu taşdı kumdu falan, ne yapçazki bunları?

-Bilimsel araştırmalar için, evrenin sırlarını gizlerini öğrenmek için falan, biliyorsun bunlar bi çok konuda bizleri aydınlatabilir.. Yani çok önemli şeyler bunlar yani?

-Evet Apollo, hadi yörüngeye girmek üzeresiniz, hazırlanın artık bu arada sen niye soruyon bunları???

-Valla Houston, ben bu örnekleri topladıktan sonra Semih abiye vermiştim, gemiye koy diye, o da zannetmişki kapıya kadar götürecek, ben ordan alıp bagaja koycam, yani senin anlayacağın biz onları ayda unuttuk galiba...

- Neeee?

-Abi yörüngeye giriyoz, sonra konuşalım..

--------------------------------------------------------------------------------

-Houston?

-Apollo..

-Houston bişiy diycem ama kapatmak yok..

-Go ahead apollo..

-Houston 10 aydır uzaydayım, burada bu kadar astronot, kozmonot arkadaşla irtibatım oldu, yeminle söylüyorum, sen hepsine beş basarsın. Seni neden yer ekibine vermişler anlamış değilim.

-Sorma hocam, bir takım politik olaylara kurban gittik, çok büyük yanlışlar yapıldı bize

-Sen diğerlerinden farklısın, halk adamısın sen. Seni seviyorum Houston...

-Ben de seni Apollo..

Travian geyikleri


Benden Saldırı mı alıyorsunuz?
Saldırma yazın 3131'e gönderin.Oldu canım melodisi cebinize gelsin :))
*******---------------------------**************---------------------------*******
x: oğlum kalksana...
h:yaa anne biraz daa uyuyim
x:gece yatma sabah kalkma..
h:du 10 dakka daaÖdevlere git
x:ya senin köyün üstünde kırmızı çarpı var..
h:saldırııııı..gözde uykudan eser yook(!!!!!!)
*******---------------------------**************---------------------------*******
*******---------------------------**************---------------------------*******

X: oğluşum...
H:efendim
X:sana kız buldum..
H:ii ama speedde köyü var mı..
X:sende trıvırında yerin dibine batın emiii...
*******---------------------------**************---------------------------*******
X: oğlum bugün ne yemek yapayım..
H:anne ortaya şöle alevli bi demir yapsana asker basacam daa...
X:aklı hala oyunda zıkkım ye...
*******---------------------------**************---------------------------*******
X:kalk şu oyunun başından da git bak dayın gelmiş mi..
H:yook anne daa gelmemiş
X:yerinden kalmadan nerden biliyorsun...
H:demin casus attım anne..
X:kırıcam bu bilgisayarı..çabuk kalkkkkkkk....
*******---------------------------**************---------------------------*******
X: oğlum sen ne zaman evleneceksin..
H:dur anne bi WoW açılsın duruma göre bakarız
X: neymiş bu wow dediğin kurs eğitim felan mı işle mi ilgili...
H:yook ya oyunda işte dünya harikası
X:havada uçuşan bi terlik..
*******---------------------------**************---------------------------*******

*******---------------------------**************---------------------------*******
X: babanın yanına yaklaşma sakın...
H: nedenmiş oooo
X: bugün sana çook kızmış...
H: bana bişi olmaz ana
X: nerden geliyoo o güven bakayım...
H: zırh seviyem 20 anne yeni bastım
X: yaa dayağı yiyecek gene aklı oyu
*******---------------------------**************---------------------------*******

Türkler uzaya giderse ne olur? Alo Hüstın! :)

Türkler uzaya giderse olası muhabbetler:

1. Houston, Ahmet kalemimi aldi vermiyor.

2. Houston, abi uykum kaçti ordaysanız muhabbet edelim.

3. Houston…
Evet?
Deniyorum abi orda misiniz diye. yok bi sey.

4. Hüsto abi ruslarla kenetlenme olayi vardi ya.
Evet canim vardi, burda yaziyo raporda.
Hah iste mehmet ruslara nah yapti camdan,herifler kenetlenmeyiz diyo.
Aferin canim.. ben ariyorum konsolosu.

5. Houston, amirim diyo ki bi kisi daha yollicakmisiniz boyle okey oynayamiyomusuz.
Tamam raporunuzda belirtin siz.

6. Deneme 1..2.. deneme.. puff pufffff
Yuzbasi volkan napiyorsunuz?
Bi karisma be guzelim. benim dayioglu tesisatcida calisiyo. biliyoruz da yapiyoruz.

7. Hüstiiiinn, lan biz hakkaten uzayda miyiz simdi?
Apollo 31, onaylandi.
Ba ... koym teknolojiye bak bee.

8. Houston we have a problem.
Nasi guzelim? Neyini kurcaladiniz yine aletin? Ellemeyin arkadasim her yerine. Bana zimmetli alet ben ugrasicam sonra.

9. Houston gemi kontolden cikti. ne yapmam gerekiyor simdi.
Orda ana panelde kirmizi bir dugme var goruyor musun?
Evet goruyorum.
O dugme sana girsin. ahahah
10. Houston, fener maci kac kac?

11. Hauston.
Yine ne var?
Ne guzel ismin varmis senin be. hey allahim be..

12. Hauston, kina gecesi ne zamandi

13. Apollo 31 napiyosunuz orda bu duman da ne?
Mangal yakiyoruz guzel kardesim. hapla olmaz ki bu beslenme isi bilememissiniz siz.
Karbonmonoksitten zehirlenme ihtimaliniz var, derhal sondurun.
Delikanli adama bi sey olmaz.

14. Hauston, cekirdekleri nereye atayim?
Sagda bi boşluk var .
Oeaehae yok oldu bu hauston. David copperfield gibi it oglu it .


15. Huston…Abi oyun yok bu alette ?!?
Anlaşılmadi kaşif 12..
Yok abi ha$im diil.. Şevki ben.. hani tanişmiştik kokteylde..
Ne diyosun kardeşim ?
Oyun diyorum abi.. Af buyur kicikirik telefonlarda bile snake, var, raket var.. ayip valla

Çikip istop oynayin siz, anca keser.. hadi bakim..

16. Houston, sanirim koaksiyel atesleme sisteminin duplikasyon bolumunde yakit sikismasindan kaynaklanan bir hata var.
Gemi gidiyor mu genç?
Onaylandi houston.
Devam et o zaman devaaam.

17. Houston, usudum olum ben gunese yaklasicam biraz.
Apollo bu cok tehlikeli yapma. gemiye zarar verebilirsin.
Hey mina koym ne degerli geminiz varmis skicem yaa.

18. Yuzbasi volkan geminin yuzeyinde napiyorsun durumunu bildir hemen?
Hoca daraldim gezinmeye ciktim biraz.
Dikkatli ol en ufak hatada gemi yuzeyinden kopabilirsin.
Ooo iyice cocuk yaptiniz hoca siz de bizi.Olmuyo boyle.

19. Houston, usta telefon cekmiyo mu burda? Hatuna msj aticaktim soz vermistim.
Olumsuz apollo.
Ya arkadasim cekmiyo de, telefonun bozuktur de. Olumsuz ne oluyo oyle. Ben seni biliyorum sen beni biliyosun. Ayip yani.
20. Alo hüston. Kıble ne tarafta kaliyo simdi ?

21. Yuzbasi volkan ne yapiyorsunuz!!??
Cam aciyorum abi sicak oldu cok burasi.
Cam actiginizda basinctan olusan girdap molekullerinize ayrilmaniza neden olabilir.
Haaa dogru.


22. Hüztin, simdi bu alet isik hizina cikabiliyo mu. Zaman makinasi tadi yasayabiliyoz mu bununla? Hani diyorum 2-3 at yarisi falan yapsak.
Hayir zaten oyle bir sey mumkun olsay
di bile buna izin vermezdik, zaman kirilmasi olurdu.
Baba neyi kirdiysak oderdik parasini. Şimdi kesin olmuyor mu o olay?
Olumsuz.

23. Houston su jupiter warya,
Heeeeeee.

Sana girsin ohaohahah , kizdin mi?

Yooooo.
O zaman satrun de girsin uhe uhe uheheheh. HE HE HEEEEEEE






Türkler uzaya giderse ne olur

Abraham Lincoln'ün Mektubu.

ABD'nin eski ve ünlü başkanlarından Abraham Lincoln'ün oğlunun hocasına hitaben yazdığı mektuptur.
-Öğret ona ki...
"Öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona; her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil polikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır.
" Her düşmana karşılık bir de dost olduğunu da öğret ona! Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beşinden daha değerli olduğunu öğret... Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona!.. Ve hem de kazanmaktan neşe duymayı, kıskançlıktan uzaklara yönelt onu..."
"Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona... Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını...
"Eğer yapabilirsen, ona, kitapların mucizelerini öğret.Fakat ona, sessi zamanlar da tanı! Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin edebi gizemini düşünebileceğini... Okulda hata yapmanın, bile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona...Ona, kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi..."
"Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona'.. Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma! Tüm insaları dinlemesini öğret ona, fakat, tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret." "Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona...Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.Herkesin, sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara, dudak bükmesini öğret ona. Ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.."
"Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret... Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona... Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona, nazik davran, fakat onu kucaklama!.. Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. Bırak, cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona, her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlara karşı da derin bir inanç taşıyacaktır..."
"Bu büyük bir taleptir. Ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım...O, ne kadar iyi, küçük bir insan. Oğlum..." :) :)

Lokanta, kahvehane, kafeterya ve birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde tütün yasağı 19 Temmuzda başlıyor



4207 sayılı Tütün ve Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine İlişkin Yasa'da yapılan değişiklikle kamu hizmet binalarının kapalı alanları, koridorları dahil her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel ve spor amaçlı özel hukuk kişilerine ait binalar, taksi hizmeti verenler dahil kara, demir, deniz ve havayolu toplu taşıma araçları, okul öncesi eğitim kurumları, dershaneler, özel eğitim ve öğretim kurumları dahil ilk ve orta öğrenim kurumları, kültür ve sosyal hizmet binalarındaki tütün yasağı geçen yıl 19 Mayısta yürürlüğe girmişti. Aynı değişiklikle lokanta, kahvehane, kafeterya ve birahane gibi yerlerdeki tütün yasağının 19 Temmuz 2009 tarihinde başlaması öngörülmüştü.

Buna göre, bu yerlerde de tütün ve tütün ürünlerinin tüketimi tamamen yasak olacak. Yalnız sigara içenlere hizmet verecek bar, restoran, kafe gibi yerler açılamayacak, bu yerlerde sigara içmek isteyenler için özel bölümler oluşturulamayacak.
19 Temmuzdan itibaren yasanın kapsamına giren bu yerlerde tütün ve tütün mamulleri kullananlara Kabahatler Kanunu'nun 39. maddesi gereği en yakın kolluk birimi yetkililerince 69 TL para cezası kesilecek.

Yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme sorumluları da işletme izni veren kurum tarafından yazılı olarak uyarılacak. Uyarıya rağmen verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenler, belediye sınırları içinde belediye encümeni, belediye sınırları dışında mahalli mülki amir tarafından 560 TL'den 5 bin 600 TL'ye kadar idari para cezası ile cezalandırılacak.

-12 SORUDA DUMANSIZ İKRAM-

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi tarafından 19 Temmuzda başlayacak yasaklarla ilgili hazırlanan broşürde, konuyla ilgili sıkça sorulan sorulara şu yanıtlar verildi:

''-Sigara yasağı ikram sektöründe iş kaybına neden olur mu?

Tarafsız bilimsel araştırmalar sigara yasağının lokanta, bar ve kahvehanelerde işlerin azaltmadığını, bir çok yerde yeni işletmelerin açıldığını ve istihdamın arttığını ortaya koymuştur.

-Toplum sigara yasağını benimser mi?

Yasaya en fazla destek verenler, kendi içmediği halde sigara dumanından etkilenenler ve bunun sağlığa zararlı olduğunu en iyi bilenlerdir. Türkiye'de halkın yüzde 87'si kapalı ortamlarda sigara yasaklarını onaylamaktadır.

-İkram sektöründe sigara yasağının uygulanabildiği ülke var mıdır?

Yasa, dünyanın pek çok ülkesinde başarıyla uygulanabilmiştir. İngiltere, İrlanda, Fransa, İran, İtalya, Norveç, İsveç, Uruguay ve Yeni Zelanda bu konuda öncü ülkeler olmuştur.

-Havalandırma sistemlerinin kurulması lokantadaki sigara dumanını yok eder mi?

Tarafsız bilimsel araştırmalar hiçbir havalandırma sisteminin sigara dumanının içindeki kanser yapıcı tanecikleri temizlemediğini göstermiştir.

Türkiye'nin imzaladığı ''Uluslararası Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi''ne göre tütün dumanından korunmak için yüzde 100 sigarasız alan sağlanması gereklidir. Sigara dumanının güvenli bir dozu yoktur. Tütün dumanı etkilerini azaltan tedbirler bilimsel olarak geçersizdir, denenmemelidir. Havalandırma, filtre etmek, sigara içilen ve içilmeyen bölüm ayrımı yararsız yöntemlerdir.

-Kapalı alanlarda sigarasız bölüm ayrılması sigara içmeyenleri koruyabilir mi?

Tarafsız bilimsel araştırmalar sigara içmeyeni koruyabilmenin tek yönteminin tamamen sigarasız ortamlar yaratmak olduğunu ortaya koymuştur. Sigara içen ile içmeyenin aynı alanda olabileceği kavramı, gelir kaybına uğrayacağından korkan sigara endüstrisinin ileri sürdüğü bir savdır.

-Sigara mücadelesinde gönüllü önlemler yasaların yerine kullanılabilir mi?

Özdenetim ve gönüllü uygulamalar sigara dumanından pasif etkilenime karşı sürekli olarak başarısız olmuştur.
-Lokantalarda sigara yasağı sigara içenlerin hakkını zedeler mi?

Sigarasız ortam yasaları, sigara içmeyi yasaklamaz. Sadece sigara içmeyenlerin de bulunduğu alanlarda sigara içilmesini engeller. Başkasını kanser yapıcı dumana maruz bırakmak 'özgürlük' olarak tanımlanamaz.
-Yasa sadece sigara içimini mi yasaklar?
Yasa, dumanı olan her türlü tütün mamulünün içimini yasaklamaktadır.

-Sigara içilen alanlar toplumsal ayrımcılık yapar mı?

Sigara içilebilen alanlar toplumda kalp, solunum ve şeker hastalığı olanların, ayrıca hamilelerin sağlık hakkını hiçe sayarak ayrımcılık yapar.

-Pasif sigara dumanına maruz kalmak sağlık tehdidi midir?

İş yeri veya sosyal ortamda sigara dumanına maruz kalmak anfizem ve erişkin astımına neden olmaktadır. Koroner arter hastalıklarını yüzde 20-70 oranında artırmaktadır.
-Sigara içilen lokanta, bar ve kahvehaneler işyeri ve işçi güvenliğine nasıl etki eder?

Eğlence yerleri aynı zamanda burada çalışanların iş yerleridir. İş güvenliği ve işçi sağlığı yasalarının geçerli olduğu alanlardır. İş güvenliği yasaları çalışanları toksik madde ve sağlık tehdidine karşı korumayı talep eder. Asbest ile çalışan işçinin korunması gibi bu bireylerin korunması gereklidir.
-Sigara yasağını kim istemez?

Çok uluslu sigara firmaları sigara yasağını durdurmaya çalışır. İkram endüstrisini kar azalması yalanları ile korkuturlar. Havalandırmanın işe yarayacağını iddia ederler. Kanunun çok sert ve uygulanmaz olduğunu söylerler. Halk desteği olmadığını iddia ederler.''

Dilenci=İnsan Sarrafı

Dilenciler hiç de azımsanmayacak kadar fazlalar büyük şehirlerde… Dilenerek para kazanmaya alışmış birisinin tövbe edip imana gelmesi, alın teriyle para kazanmak istemesi sanırım mümkün değil… Yani bu işe girişenler yıllarını veriyorlar buna… Yılların tecrübesiyle de insanları çok iyi biliyorlar, insan sarrafı oluyorlar… Kimin para vereceğini, kimin vermeyeceğini gözünden anlıyorlar… Özellikle yanına kadar gelip para isteyenler… Bir gün dershane çıkışı duraktayım, otobüsün kalkmasını bekliyorum(yani şoförü bekliyorum)… 45-50 yaşlarında bir kadın başı önünde eğik bir şekilde yaklaştı, elinde mavi bir kova(alaturka tuvaletlerde kullanılanlardan); dualarla giriş cümlesini yapıp amacını belli etti. Ama yüzüme bakmıyor, başı önüne eğik… Bense öne eğdiği başına kaşlarım çatık bir şekilde bakıyorum… Dualarını bitirdikten sonra kafasını kaldırıp yüzüme bakıyor ve bana bakmasıyla arkasını dönüp gitmesi bir oluyor… Yüzümdeki dövecek gibi bakıştan ürktüğünden mi yoksa para vermeyeceğimi anladığından mıdır bilmiyorum… Öğrenci adamdan para dilenen birisine bir çatık kaş az bile, kızılcık sopasıyla kovalamak lazım bu tür insanları(gerçi öğrenci olduğum anlımda yazmıyor ama kendi parasını kazanan bir insan duruşu da yoktu bende, elimdeki çantayla)… O da yetmez Erkut Abi’ye devretmek lazım bu dilencileri…

Bu şirin hayvan Iğdır'a nasıl geldi?

Dünyada yalnızca Şili'de yaşayan ve Koypu adı verilen su hayvanın bir eşi de Iğdır'da tesbit edildi.

Su içindeki kamışları kemirek beslenen bu hayvan, yöre insanı tarafından su maymunu olarak biliyor. Doğal yaşam alanları ile eşsiz bir coğrafyaya sahip olan Iğdır'da soyu tükenmekte olan bir çok hayvan yaşamlarını sürdürüyor.

Görüntüsü ilk bakıldığında kunduza benziyor. Suda yaşayan ve su kenarındaki kamışları kemirerek beslenen koypuya yöre halkı "su maymunu" adını verdi.

Ağrı Valiliği tarafından koruma altına alınan koypular aile olarak Karasu'da yaşıyor yani anne baba ve çocukları gibi. Koypuların yaşadığı Karasu'da avlanmanın her türünün yasaklandığını belirten Iğdır Vali Yardımcısı Mitat Gözen " Şili'de yaşayan koypuların Türkiye'ye ye nasıl geldiğini bilmiyoruz . Ama bu havyanı korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Uzun dişleri olan bu hayvan türü tamamen zararsız ve sevimli. Halk arasında su maymunu ismi konulan koypuların yaşam alanlarını koruma altına aldık. Zaten Iğdırda yaşayan, türü tükenmek üzere olan, ya da yalnız Iğdır'da bulunan kuş türleride var. Bunların başında kızıl akbabalar ve kara kartallar var. Bunların yaşam alanlarını genişleten projeler uyguluyoruz" diye konuştu.

Annenizin kızlık soyadı, internette sadece 15 dolara satılıyor

Dikkat!.. Annenizin kızlık soyadı, internette sadece 15 dolara satılıyor
Günümüzde 'online işlemler' dendiğinde akla hemen 'annenin kızlık soyadı' gelir. Bu öylesine kritik bir sorudur ki tüm engeller bu cevapla ortadan kalkıverir. Peki hackerlerin türlü hilelerle bu bilgileri ele geçirdiğini ve yanına kredi kartı numarası, kredi kartı güvenlik numarası ve iletişim bilgilerini de ekleyip yalnızca 15 dolara sattığını söylesek ne düşünürsünüz?

İnternetin yaygınlaşması ile birlikte her gün katlanan kötü niyetli casus yazılımlar (malware) en mahrem bilgileri çalıp hayat karartıyor. İnternet güvenliğinde bir dünya lideri olan Trend Micro'nun Kıdemli Tehdit Analisti Rik Ferguson, son yıllarda bilgi teknolojilerine yönelik tehditlerde radikal değişiklikler yaşandığını belirtti.

Casus yazılımların çok daha akıllı ve girift kombinasyonlarla çalıştığını söyleyen Ferguson, 1988'de bin 738 farklı malware yazılımı varken, 2008'de bu sayının 7 milyon 883 bin 559'a tırmandığına dikkat çekti.

Mallware pazarında kanun dışı yollarla elde edilmiş her türlü bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu vurgulayan analist, sözlerini çarpıcı bir örnekle açıkladı: "Bir kişinin, adını, soyadını, kredi kartı numarasını, kredi kartı güvenlik kodunu, ev ve iş adresini, telefon numaralarını, mail adreslerini ve sıkı durun, annesinin kızlık soyadını yani 'her şeyini' almak için ödeyeceğiniz bedel sadece 15 dolar! Üstelik bu bilgileri satan kişiler toplu alımlarda hatırı sayılır bir indirim de yapıyor.

'Bana sadece mail adresleri yeter' diyorsanız işte size bir milyon e-mail adresinin olduğu bir paket. Evet o da sudan ucuz, sadece 40 dolar! Eğer aktif e-mail garantisi istiyorsanız o zaman fiyat 100 dolara yükseliyor."

TÜRK HACKERLER POLİTİK DÜŞÜNÜYOR

Türk hackerların dünyadaki trendin aksine bu işi para için değil politik görüşlerini dile getirmek için kullandıklarını söyleyen Rik Ferguson, son dönemde düzenlenen iki büyük saldırıdan örnekler verdi. Yeni Zelanda ve Nikaragua'daki internet sitelerine saldırı düzenleyen Türk hackerların MSN'in bölgesel yayını hack'lediğini ve politik mesajlar yayınladıklarını anlattı.

SOSYALLEŞME SİTELERİ KÂBUSUNUZ OLMASIN

Sosyal paylaşım sitelerine her türlü bilgisini ekleyenleri anlayamadığını söyleyen Ferguson, "Hiç tanımadığınız bir adam size telefon etse ve adınızı, soyadınızı, adresinizi, telefonlarınızı ve e-mail adreslerinizi verir misiniz? Buna gönüllü olacak kimse yoktur ama Facebook başta olmak üzere bu tür sosyal paylaşım sitelerine her türlü bilgimizi hiç düşünmeden giriyoruz." dedi.

Facebook gibi sitelerde güvenlik ayarlarını 'default' olarak bırakmanın en büyük hata olacağını vurgulayan Ferguson, bilgilerinizi sadece görmesini izin verdiklerinize gösterin, bunun için de gerekli güvenlik ayarlarını yapın uyarısında bulundu.

atatürk'ün saklanan vasiyeti


Atatürk'ün GİZLENEN VE AÇIKLANMASI BEKLENEN BİR VASİYETİ olduğu iddia edildi.
Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal'a göre, Atatürk, ölümünden 50 yıl sonra bazı fikirlerinin açıklanmasını istemişti. Bu vasiyeti 'Toplum henüz hazır değil' denilerek yerine getirilmedi AB'nin gizli şifrelerini açıklayan Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, Atatürk'ün 'siyasi, toplumsal, tarihsel vasiyeti'nin gizlendiğini düşünüyor. Altındal'a göre, Atatürk, bazı notlarının ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını vasiyet etmişti. Atatürk'ün notlarında, 'İlelebet payidar kalacaktır' dediği Cumhuriyet için ileride neler yapılması konusundaki görüşleri bulunuyordu. Ata'nın sır vasiyetinin 1988'de yani Atatürk'ün ölümünün üzerinden 50 yıl geçtikten sonra açıldığını belirten Altındal, 'Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve o günkü Başbakan Turgut Özal, bunları okudular. Ancak bu görüşlere, bu fikirlere 'toplumun henüz hazır olmadığını' öne sürerek bunların açıklanmasını engellediler' dedi. 1988'de Atatürk'ün vasiyetinin üstüne 25 yıllık yeni bir yasak konulduğunu söyleyen Altındal, vasiyette neler olduğuna dair ipuçları olduğunu düşünüyor.
HİLAFET DÜŞÜNCESİ
Altındal'a göre, Atatürk'ün notlarında Hilafet'le ilgili ilginç fikirleri yeralıyordu. Atatürk hilafetin kişi bazında değil, bütün İslam ülkeleri arasında rotasyonla değişecek bir kurum olarak canlandırıla-bileceğini söylüyordu. Altındal'a göre, bu vasiyeti 1958'de öğrenen Adnan Menderes, sonunu hazırlayan o cümleyi; 'Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz'i bu nedenle söylemişti. Altındal, Atatürk'ün '1920'lerde sadece 3 Müslüman devlet var. Türkiye, İran ve Afganistan. Bu sayı ileride 40'a 50'ye çıkarsa, bu devletler kendileri biraraya gelerek bir Hilafet Meclisi oluştururlar'dediğini öne sürdü.
FİKRİ BUGÜN GERÇEKLEŞTİ
Mustafa Kemal'in saltanata karşı olduğunu, ancak Hilafet'e bir müessese olarak karşı çıkmadığını savunan Altındal, Atatürk'ün fikirlerinin aslında bugün hayata geçtiğini düşünüyor. Bugünkü İKÖ'nün ana hatlarını 1920'lerde çizdiğini söyleyen Altındal, 'Mustafa Kemal'in Hilafet'in 5 güçlü İslam üyesinin daim” konseyi oluşturmasını, bunların belirli süreler içinde rotasyonlu olarak Hilafet'i temsil etmesini istediğini düşünüyorum' dedi. ABD ve İngiltere'nin Hilafet'i kişi bazında yeniden kurmak çabasında olduğunu söyleyen Altındal, 'Bizim tezimiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün tezidir, yani 'Hayır; babadan oğula geçen Halifelik olmaz. Bu akıldışıdır' diyoruz. Biz atak davranamazsak, onların istediği Hilafet'e gider' dedi.
VATİKAN GİBİ
İslam ülkelerinin tesis edeceği bir hilafet sistemine dünyada terörizmin önlenmesi için ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Altındal, 'Bu sistemde en yüksek bir fetva makamı olacaktır. Böylelikle bir İslam Adaleti tesis edilir. Bir tarafın Vatikan'ı var öteki tarafın bir gücü yok. Bu İslam ülkelerinin gücünü arttıran birşey olacak. Örneğin Hilafet, tank alacak Bangladeş'e bu ülke İslam'a daha yakın, oradan al diyecek. Bu İslam'a saygıyı da arttıracak' dedi.
ATATÜRK NUTUK'TA NE DEMİŞTİ?
Aytunç Altındal, Nutuk'taki hilafetle ilgili bazı sözlerin kendi fikrini desteklediğini düşünüyor. Atatürk'ün,1963 yılında Ankara Üniversitesi Basımevi'nde basılan Nutuk'unun 490'ıncı sayfasında aynen şu sözleri yeralıyor: ...Ortak ilişkileri korumak ve bu ilişkilerin gerektirdiği koşullar içinde birlikte iş görmeyi sağlamak için ilgili Müslüman devletlerin delegelerinden bir Meclis kurulacaktır. Bu meclisin başkanı, birleşmiş Müslüman devletleri temsil edecektir diye bir karar alınırsa, işte o zaman, istenirse o birleşik Müslüman Devleti'ne Halifelik adı verilir. Yoksa herhangi bir Müslüman devletin bir kişiye bütün Müslümanlık Dünyası işlerini yönetip yürütme yetkisini vermesi us ve mantığın hiçbir zaman kabul edemeyeceği bir şeydir.' İşte zabıtlar Atatürk 1 Kasım 1922'de Meclis'te düzenlenen gizli oturumda konuşmuş, saltanatı yerden yere vururken hilafet ile cumhuriyetin birarada varolabileceğini söylemişti. Atatürk konuşmasında hilafeti TBMM'nin temsil edeceğini vurgulamıştı. (Bu konuşmanın zabıtları solda) Hilafet 3 Mart 1924'te kaldırıldı.
CELAL BAYAR DA BİLİYORDU
Vasiyetle ilgili 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın da bilgisi olduğunu söyleyen Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, 1967'de Bayar'a 'Atatürk'ün gizli vasiyeti var mıydı?' diye sorduğunu, Bayar'ın da kendisine, 'Muhtemeldir. Açıklanması şimdi doğru olmaz, Türkiye hazır değil' dediğini söyledi. Kenan Evren'in, Atatürk'ün fikirlerini gizlemesindeki amacı mutlaka açıklaması gerektiğini söyleyen Altındal, Atatürk'ün notlarının Anıtkabir'de olduğu yolunda kendisine güvenilir bilgiler geldiğini de sözlerine ekledi. Altındal, Atatürk'ün sır vasiyetinin, Cumhurbaşkanlığı'nın ardından Meclis'te Atatürk'ü Koruma Komisyonu'nun kararıyla, Genelkurmay Başkanlığı'nın oluru alındıktan sonra açıklanabileceğini de sözlerine ekledi.
Haber: AKŞAM gazetesi