Reklam kokan filmler bunlar

Türk sineması kendine sponsor bulmak için uğraşıp dururken Amerika ve Avrupa'daki 'sinema ve reklam' ilişkisi tahmin ettiğimizden de ileri boyutlara ulaştı. Bir filmdeki gizli-açık reklam rekoru geçen yıl 106 reklamla Sex and City'ye aitti.

2001'den bugüne filmlere en çok reklam veren markaların başında Ford ve Apple var. 126 filmle Ford, 86 filmle Apple'a aşırı fark atmış durumda. Coca Cola'sız film az görüyoruz gibi ama 85 filmde yer almış. Amerikan ekonomisinin en büyük ihracat sektörlerinden biri olan Hollywood, markaları da yavaş yavaş hafızalarımıza işliyor.

Yeni gösterime giren 'bir Alışverişkoliğin İtirafları' (Shopscolic) filmi, kriz ekonomisine mesaj niteliği taşıyor. Alışveriş hastası bir kızı oynayan İsla Fisher'in rol aldığı filmde bu felsefeye yönelik hoş tanımlamalar da var. Sophie Kinsella'nın aynı adlı kitabı da şu an en çok satanlar arasında yer alıyor. Kriz ekonomisine rağmen insanlara alışveriş yapma yönünde mesajlar veren kitabın en önemli özelliği ünlü markalara göndermeler yapması. Bu arada iki yıl önce vizyona giren Şeytan Marka Giyer'in orijinal ifadesinin Şeytan Prada Giyer olduğunu da hatırlatayım. Sadece Prada'nın reklamı yer almıyor filmde.

Sinema ve reklam ilişkisi tahmin ettiğimizden ileri boyutlara ulaştı. Amerikan ekonomisinin en büyük ihracat sektörlerinden biri olan Hollywood'un dünyanın en önemli markalarını da taşıması hiç şaşırtmamalı. Ancak filmler, görünen isimlerin ötesinde yüzlerce markayı hafızalarımıza işliyor.

Tom Hanks'in başrolünde oynadığı Cast Away (Yeni Hayat), filminde kargo şirketi Fedex'in reklamı çok aşikârdı. Fedex'teki sistem sorumlusu bir adaya düşüyor ve 4 yıl sonra kurtulduktan sonra paketi adresine ulaştırıyordu. Çağdaş Robinson Crusoe diyebileceğimiz bir yaşantı sürmesine rağmen emaneti yerine ulaştırması gibi insancıl bir olayın ardında Fedex'in imajına çok büyük katkılar sağlamıştı. Aslında bu, sadece o filme mahsus değil.

Bir adada mahsur kalan biri, ne kadar gizli ve açık reklam yapabilir ki? Film, ilk haftasında 141,7 milyon dolar hasılat elde etti. Bu büyük rakam bir tarafa, diğer sponsorlardan ve gizli-açık reklamlardan aldığı para daha büyük. İşte ıssız adada geçen filmdeki reklamların sahibi markalar: American Express, Burt's Bees, Calvin Klein, CNN, Dairy Queen, Delta, Dr. Pepper, Evian, Fedex, Ford, FX, Genstar, GESeaCo, Houston Oilers, Jeep, Lincoln Electric, Matson, Panasonic, Patagonia, PayDay, Riedell, Skippy, Snickers, Sony, Tennessee Titans, UPS, USPS, Wilson.

Ne kadar fazla olduğuna dikkat edin!

2008'in en iddialı yapımlarından 007'nin yeni versiyonunda da reklamlar çok aşikar, üstelik film üzerinden haberleri de yapılıyor. Gizli silahların yanı sıra ileri teknolojiyi kullanan aktör, dünyayı kurtarırken yeni ürünlerin lansmanını çok güzel yapıyor.

Quantum of Solace'ın başrol oyuncusu Daniel Craig'e Aston Martin DBS V12 yakışır. İngiliz ajanının şıklığını Tom Ford sağlar. Tabii illa İngiliz markalarına sadık kalacak da değil. Sony/Colombia yapımı filmde Sony Vaio'yu ihmal etmek olmaz. İş bu kadarla kalmıyor, pek çok marka yerini alıyor: Alfa Romeo, Ashton Martin, Daimler, Ford, Gordon's Gin, Gulfstream, Heckler&Koch, Hitachi, Land Rover, Ocean Sky, Omega, Range Rover, SIG Sauer, Sony, Sony Ericsson, Sony VAIO, Tom Ford, Virgin, Volkswagen Beetle, Walther, Y-3, Yamaha.

Biraz da Türkiye'de henüz vizyona girmeyen Madea'dan bahsetmek istiyorum. Çılgın bir anneannenin hapse girmesini konu alan film, markalardan ne kadar bahsedebilir veya onların reklamını yapabilir? Öfke yönetimi kurslarına katılarak şartlı serbest bırakılan Madea, şehrin her alanında yaşıyor. Mahkeme, hapishane, uyuşturucu çeteleri ve şehir sokakları içinde bazı markalara zarar verip vermediği tartışılabilir. Ancak trafik varsa otomobil de vardır. Bu yüzden Cadillac ve Chevrolet'nin filmde yer alması şaşırtmamalı. Ya diğerlerine ne demeli: Acura, Apple, BLUE BIRD, BMW, Cadillac, Chevrolet, Chrysler PT Cruiser, Clorox, Coca-Cola, Craftsman, Dell, Dexter Laundry, Die-Hard, Ford, GE, Hostess, Kenmore, K-Mart, LifeGas, Maersk, MasterCard, Minute Maid, Mistic, Nike, Philips... Reklam konusunda en abartılı film ise kuşkusuz ki Sex and City. Film, 106 marka sponsor ve lansmanıyla rekor kırdı.

***

Kadınlara yönelik filmlerde reklam çok, çocuk fimlerinde ise neredeyse hiç yok

Reklam ve film ilişkisinde ortaya çıkan noktalar şöyle sıralanabilir: Kadınlara yönelik yapımlarda ve komedi filmlerinde reklam sayıları artıyor. Gişe hasılatı yüksek olması beklenenlerde de benzer bir durum var. Çocuklara yönelik filmlerde marka azlığı dikkat çekiyor.

Geçen yıl gösterime girdiği ilk ayda 320 milyon dolar gişe hasılatı yapan The Dark Knight, 21 marka ile görünürken, çocuklara yönelik Wall-e'de 5 marka yer alıyor. Wall-e'nin yapımcısı Pixar olduğu için aynı grubun bilgisayar markası Apple'ın yer alması bizi şaşırtmamalı.

Yine çocuklara yönelik Kung Fu Panda, iyi gişe hasılatı yaptı; ama markasız çıktığını ve herhangi bir markayı reklam etmediğini hatırlatmak gerekir.

Çocuklara yönelik bir diğer çizgi film olan Horton Hears a Who'da ise durum biraz farklı. Whophone, Whofood, Whospace.com gibi filmle kişiselleşmiş hayali markalar yer alıyor.

Geçen yıl bir filmdeki reklam rekoru Sex and City olmasına karşılık, bir markanın en fazla yer aldığı film sayısında Ford liste başında yer alıyor. 22 filmli Ford'u 20 filmle Apple izliyor. Ardından 13 filmle yer alan Mercedes'in Amerikan değil Alman şirketi olduğunu belirteyim.

2001'den beri yapılan listede de Ford ve Apple başta geliyor. 126 filmle Ford, 86 filmle Apple'a aşırı fark yapmış durumda. Coca Cola'sız film az görüyoruz gibi ama 85 filmde yer aldığını itiraf etmek gerekiyor. Sonraki markalar da şöyle sıralanıyor: Mercedes (70), Budweiser (63), Chevrolets (63), Pepsi (59), Sony (57), Nike (51), Cadillac (46), Motorola (46) ve Panasonic (39).

Filmler mi markaları taşıyor, markalar mı filmleri destekleyip ayakta tutuyor? Her ikisi birlikte var oluyor, demek en doğrusu. Aksi takdirde büyük yapımlar bu kadar uzun soluklu yaşayamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder