Lise Yılları


Lisede yaşanan her şeyi tek seferde anlatmak çok güç. Aslında anlatırım ama yazı epey uzun olur, bu yüzden lisede yaşanan şeyleri aklıma geldikçe yazacağım.
Lise öğretmenlerinden bahsedeceğim önce ama hemen belirteyim ben Meslek Lisesi’nde okuduğum için meslek-kültür olarak ikiye ayrılmıştır hocalar, diğer liselerden tek farkı(öğretmen bazında) budur. Ancak anlatacaklarım çoğu lisede olan şeyler…
Öncelikle her hocanın(bundan sonra öğretmen kelimesi yerine bunu kullanacağım) ders anlatma stili farklıdır. Öğrencilerin nabza göre şerbet vermesinin temel sebebi budur. Diğer sebepler konu açıldıkça ortaya çıkacak ama temel sebep bu: Her hoca farklı bir eğitim anlayışına sahip. İşte ilk sorun burada baş gösterdi. Bütün öğretmenlerin aynı “öğrenci psikolojisi” dersini aldığı halde her hocanın öğrenciye farklı davranması alınan eğitimde bir yanlışın yada eğitimden hiçbir şey alınmayışının göstergesi. Öğretmen adaylarına verilen bu dersin içeriğini çok merak ediyorum…
Bazı hocaların dersin herhangi bir bölümünde kendi görüşlerini öğrencilere aktarması klasiktir. Hatta öğrencilere bu görüşlerini benimsetme amacıda vardır hocaların. Öğrenciler ise “benimsedik hocam” dercesine kafa sallayıp onaylar, söylenenleri benimsese de benimsemese de, karşı çıkamaz çünkü, çıkmamalıdır… Bazen hocaların kendi görüşlerine uymadığı için başka hocalarla soğuk savaşa girmesi de bu yüzdendir. Ama her hocaya “eyvallah” diyen öğrencilerin tuzu kurudur ve onlar bu işten temiz çıkarlar. Bu, her hocanın kendi görüşünü öğrencilere kabul ettirmesi, her hükümetin ülkeyi farklı yerlere sürüklemesine benzer. Hiçbir kudreti olmayan öğrenciler ise buna boyun eğer ve nabza göre şerbet verir. İşte bu sınıflar öğretmenler tarafından çok sevilirler.
Her öğretmenin değer yargıları farklıdır; kimi öğretmen dersiyle ilgilenmeyeni sevmez, kimisi dersini sevmeyene de saygı gösterir, dersi sevme zorunluluğu olmadığını ve sessiz kaldığı sürece problem olmadığını söyler. Her öğrencinin her dersi sevmek zorunda olduğu hiçbir akla ve mantığa uymaz ancak her öğretmenin “benim dersime ilgi gösterin” demesi çok mantıklıdır(!). Benim gibi düşünenler sırf okuldan sağ salim mezun olmak için hiçbir hocayla ters düşmez, düşmek istemezler. Ve hiçbir şekilde disiplin cezası almazlar, almamak için kendi benliğiyle kavga ederler.
Kimi hocalar vardır öğrencisi ona selam vermediği için gözünde sıfırlanır o öğrenci ama öğretmen selam vermediğinde kendisi haklıdır, belki dalgındır, belki bir sıkıntısı vardır hocanın ama öğrencinin böyle bir lüksü yoktur. Haftanın yedi günü sıkıntısız geçmelidir öğrencinin, dalgın olmamalıdır, zira “ev mi geçindiriyor?”dur, ders çalışmaktan başka sorumluluğu yoktur, ne sıkıntısı olacak ki, sosyal bir varlık değildir zaten öğrenci, okul-ev-dershane dir öğrenci için hayat, “ekmek elden su gölden”dir öğrencinin hayatı. Tabi bu öğretmenlerin gözünde böyledir. Bir insanın karnın tok olması, ev geçindirmemesi, ödevler dışında sorumluluğunun olmaması dertsiz bir hayatının olması için yeterli midir?
Görüldüğü üzere her öğretmenin değer yargıları farklıdır, sadece öğretmenlerle sınırlamamak lazım her insanın değer yargıları farklıdır. Ama insanların “herkes benim değerlerimle yaşamalı” düşüncesi(ki biz buna bağnazlık diyoruz) çoğu kez kafa açan bir durumdur.
Gelelim sisteme…
Hangi sistem? Tabiki boyun eğmekten başka hiçbir şey yapamadığımız eğitim sistemi.
Hangi sistem? Farklılıkları kabul etmeyen, tek tip insan yetiştiren sistem.
Hangi sistem? Her öğrencinin ayrı bir dünya olduğunu kabullenmeyen, dünyaları kendi şekillendiren sistem.
Hangi sistem? Düşünmeyi, sorgulamayı, okumayı, fikir üretmeyi, sosyal olmayı öğretemeyen sistem.
Hangi sistem? Ülkenin geleceğini belirleyen sistem.
Hangi sistem? Dört işlem bilmeyenlere lise diploması veren sistem.
Hangi sistem? Nasıl ayakta durduğunu hâlâ anlayamadığım sistem.
Hangi sistem? Her sene milyonlarca “okumuş cahil”i mezun eden sistem.
Hangi sistem? Yer yer farklılık gösteren iklim misali bir sistem.
Hangi sistem? Tam olarak oturamayan ve oturacağına da ihtimal vermediğim sistem.
Hangi sistem? Türkiye’nin eğitim sistemi…
Haksız mıyım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder