Türkiye'nin En İyi Üniversiteleri

Abbas Güçlü'nün bu araştırma yazısı bilim dünyasını oldukça karıştıracağa benziyor. Herkesin en başarılı üniversiteler olarak gördüğü yerler aslında yeterli kaynağı olmayan birer eğitim yuvası olarak hizmet veriyor.
En tepedeki üniversiteler belirlendi. Üniversitelerin reyting sıralamalarına bakıldığında, şaşıranlar çok olacaktır. Kamuoyunda çok bilinen üniversitelerimizden bir bölümü, sıralamanın çok gerisinde yer alıyorlar.
Neden? Çünkü yeterince yayınları yok... Akademik geleneklerin oluşması zaman alabilir. Bilimsel yayın sıralamasında üst noktalara gelmek de. Bu yüzden sabırlı olmak ve yatırım yapmak gerekiyor.
Üniversitelerin reyting sıralamalarına bakıldığında ortaya çok farklı tablolar çıkıyor. 9 kriterin hemen hepsinde ilk 10’a giren üniversite sayısı, bir elin parmaklarından daha az.
Aslında genel bir değerlendirme yapıldı ve en tepedeki üniversiteler belirlendi. Elbette bunları da sizlerle paylaşacağız ama gelin önce neden bu kriterler belirlendi ve neden yelpaze bu kadar geniş tutuldu? Önce buna bir göz atalım.
Dünyadaki üniversite kriterlerine bakıldığında, genelde sayı, üçü beşi geçmez. Çünkü oturmuş üniversiteler için önemli olan uluslararası yayın ve refere sayısı ile doktora öğrencilerinin oranı. Bu ikisinde iyiler ise genelde iyi kabul edilirler. Bir de Nobel almış olma gibi kriterler var ki, bunlar bizim çok ötemizde. Tıpkı yabancı öğretim üyesi ve yabancı öğrenci sayıları gibi.
İki gruba ayrıldı
Türkiye’deki üniversite sayısı sürekli artıyor. Bu yüzden ortaya haksızlıkların çıkmaması için üniversiteler iki gruba ayrıldı. 2000’den önce ve sonra kurulanlar diye. Son bir yılda kurulanlar ise hiç değerlendirilmeye alınmadı. Çünkü daha çok yeniler.
Bugün, tabloların geneli incelendiğinde şaşıranlar çok olacaktır. Kamuoyunda çok bilinen üniversitelerimizden bir bölümü, sıralamanın çok gerisinde yer alıyorlar. Neden? Çünkü yeterince yayınları yok.
Oysa Türkiye’deki popüler kültüre yönelik bir sıralama yapılsa ve şu kriterler belirlense, sıralama çok farklı olabilirdi: Örneğin öğretim üyeleri, bilimsel araştırma yerine televizyonlara çıkmayı tercih edenler, araştırma laboratuvarı kurma yerine ilan ve reklama öncelik verenler, akademik işbirlikleri yerine medya ile sıkı fıkı olanlar, doktora yerine lisansa ağırlık verenler, uluslararası yayına değil sınavda dereceye girenlere para dağıtanlar diye bir sıralama yapsak, herhalde yandaki tablolardan daha farklı tablolar ile karşı karşıya kalırdık. Ama asıl olan popülarite değil, akademik donanım.


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder